TÜRKLER VE ŞAMANİZM

Koca koca adamlar, üstelik bir de Türkçü veya Türk milliyetçisi geçiniyorlar, kitap, makale yazmaya kalkıyorlar veya yazıyorlar ve Türklerin eski dininin Şamanizm olduğundan dem vuruyor, bunu iddia ediyorlar.

Oysa Türklerin tarihinde dinlerinin ne Şamanizm olduğuna dair, ne de şamanlıkla ilgili tek delil, tek belge bulunmaz. En eski Çin kaynaklarından tutun, Türk yazıtlarının tümünde Kök Tengri dininden ve din adamı olarak da Kamlardan bahsedilir.

Şamanizm bir çeşit putçuluktur ve Türkler tarihinde kendi yaptığı puta tapmayan tek millettir. Türkler puta tapmamış, dinleri hep tek tanrılı olmuş, ona da Kök Tengri demişlerdir. Bu yüzden de tek tanrılı Müslümanlığa ve diğer semavi dinlere geçişleri çok zor olmamıştır.

Şamanizm, özellikle 18. yüzyılda Yahudi ve Hristiyan din adamlarının uydurup Türklere yamadığı bir kavramdır. Amaçları da dünyada ilk tek tanrılı dinin kendilerinin olduğunu iddia etmektir. Aslına bakarsanız da, batılılar üzerinde kafa yormadıkları, pek araştırmadıkları, birbirinden farklı ve değişik inançları, ritüelleri olan birçok dini ve bazen din bile olmayan gelenekleri aynı kümeye koyup Şamanizm demişlerdir.

Eski Türk topluluklarında Şamanlığa benzer bir inancın varlığına ihtimal verdirecek hiçbir kayıt mevcut değildir. Altay Türkleri tarafından bugün Şaman manasına "Kam" sözü kullanılmakta ve bu kelime bilindiği kadarıyla 5. yüzyıldan beri yaşamaktadır.

Avrupa'da hakimiyet kuran Hunlar zamanında Ata-kam ve Eş-kam adlarında iki kişiden bahsedilmektedir. Yani Avrupa Hunlarının din adamlarına da Kam denilmekteydi. Eğer eski Türklerde Şamanlık olsaydı, Hunların örf ve adetleri hakkında oldukça geniş bilgiler veren Latin ve Germen yazarların "Hunların dini törenleri yoktu" diyecek yerde, garip ayinleri olan şamanik telakkilerden haber vermeleri gerekirdi.

Türklerde bazı hükümdar ailelerinin Budizmle yakın ilgisine rağmen, toplumlarında Şamanlığı hatırlatan bir şey yoktur. Hem Budizmi, hem de Maniheizmi kabul etmiş olan Uygurlarda bile bu hususta açık bir delile rastlanılmamaktadır. Hatta Uygurlarda kam sözü din adamı değil, "büyücü, sihirbaz" manalarında kullanılmıştır.

Kaşgarlı Mahmud, "kam" sözünü kahin kelimesiyle açıklamıştır. Bu söz o zamanki Müslüman Türkler tarafından da unutulmamıştı.

Yusuf Has Hacip ise, Kutadgu Bilig'de kamları "otacılar" olarak çevirmekle beraber, bunların insan toplulukları için faydalı insanlar olduğunu söyler. Kanaati temsil eden Odgurmuş hakana nasihat verirken; "Bazı insanlar yoksul, bazı insanlar da kaygı ile yıpranmışlardır. Bunların ilacı, dertlerine derman sendedir. Bunları tedavi et, bunların kamı ol" demektedir.

Din adamı manasına Türk boyları arasında değişik adlandırmalar vardır. Mesela Kazak ve Kırgızların Kam yerine Baksı, eski Kartukların da Sagun kelimesini kullandıklarını biliyoruz. Baksı herhalde Budizm vasıtasıyla gelmiş yabancı bir kelime olmalıdır.

Türkmenlerde bakşı veya baksı "saz şairi" manasını ifade eder. Altaylılar ve Tuvalılar bugüne kadar kam kelimesini yaşatmışlardır. Saha Türkleri erkek kama "oyun", kadın kama "udagan" derler. Çuvaşlar da ise bu kelime "yum"dur.  Şimdi ise Müslüman Türkler kam kelimesini unutmuşlardır.

Şaman kelimesini Türkler bilmez. 18. yüzyılın sonlarına doğru kabul edilmiş olan "şaman" terimi Türkçeye yabancıdır. Orkun kitabeleri de dahil olmak üzere, şimdiye kadar bulunan kitabelerde Şaman sözüne tesadüf edilmemiştir. Bu nedenle, mevcut vesikalardan yola çıkarak, Eski Türkler Şaman idiler şeklinde bir sonuç çıkarılamaz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Çok Okunanlar